29 Mart 2011 Salı

Varım Diyooor!




Kötü geçen ilk devrenin sonrasında yaklaşık 1,5 ay süren bir devre arası yaşadık.İyi hazırlandığımız ikinci yarıda 6 mart 2011 tarihinde başladı.Biz 2. Yarının ilk haftasını bay geçtik.Ligin 3. Haftası ligden çekilen Osmaniye ekibini biz ilk yarı kendi sahamızda mağlup etmiştik.Ligden çekilme kararları şüpesiz ki son sıralarda ki takımların kaderlerini yakından etkiliyecek.
Bay geçtiğimiz ilk hafta sonrasında 2. Hafta rakip ilk yarı deplasmanda farklı yenildiğimiz İskenderun takımıydı.O maça da iyi hazırlandık ancak hava koşulları nedeniyle içeride oynayacağımız maç federasyon kararı ile ileri bir tarihe ertelendi.Bizim için hala önemini koruyor.Küme düşme yarışında belirleyici bir maç olacak bizim adımıza.
3. hafta rakip Samsun’du.Düşme mücadelesi için en çok çekiştiğimiz iki takımdan biri Samsun Engelligücü.İlk yarı oynanan maçta daha önceden yazdığım gibi hiç maçın içine giremeden maçı bitirmiş ve kaybetmişdik 8 sayı farkla.Olası bir puan eşitliğinde 9 sayı ile kazanıp averajla alt sıraya almak istiyoduk rakibi.3 Periyod çekişmeli geçen bir mücadele vardı sahada.Son perioda 6 sayı önde girdik.Bizim oyundan biraz düşmemiz,rakib uzunun elinin ısınması filan derken 1:50 kala Samsun ekibi 6 sayı öne geçti.Kaybetmek demek küme düşmekle aynı anlama geliyordu bu maçta.Ligin ilk yarısı boyunca bize gülmeyen şans maçın son 1:50 saniyesinde bize güldü.Rakibin etkili uzunu faul problemi nedeniyle oyun dışında kalınca savunmada rahatladık,presten kaptığımız topları sayı yaparak maçı uzatmaya götürdük.Uzatmada da lazım olan averajı yakaladıktan sonra 87-71 ile mücadeleden galip ayrıldık.
Basketbol olarak yine ortaya bişe koyamadık.Ama şiddetle puana ihtiyacımız olduğu için oynanan oyun pek akıllarda kalmadı.En azından inatla mücadelemizi sürdürebilmek için elimize bir şans geldi.Çünkü şu maçı kaybetseydik bu ligde kalmak çok ama çok zor olacaktı.
İkinci yarının 4. Haftasında lide Karagücü’ne konuk olacağız Ankara’da.Kazanmak her ne kadar çok zor olsa da elimizden gelen mücadeleyi sahaya yansıtmaya çalışacağız.Bu günlerde özgüvene fazlasıyla ihtiyacımız olacak..

6 Şubat 2011 Pazar

İlk Yarının Ardından


Kabus gibi bir ilk yarıyı oynadığımız 9 maç sonunda bitirdik.Bu süreç içinde oynadığımız 9 maçın sadece 2 tanesinden galip ayrıldık.
Daha da kötüsü bu kaybettiğimiz 7 maçın hiç birisini hak etmedik.İşler iyice zorlaştı bizim için.Çünkü mücadele etmek maç kazanmaktan çok ama çok daha önemli.Kazandığımız 2 maç için bile kendi oyun karakterimizi sahaya yansıttığımızı söyliyemeyiz.

İlk 6 haftanın kendimce değerlendirmesini daha önceden yazmıştım buraya.
O yazıdan sonra kendi sahamızda Kırklareli ve Ordu deplasmanda ise Adana ile karşılaştık.

Sırasıyla gitmek gerekirse Kırklareli maçına yediğimiz 84 sayı damgasını vurdu.Attığımız sayı 69 olmasına rağmen kendi sahamızda maç kazanamıyorsak savunmamızı irdelememiz gerekiyordu açıkcası.Bu takım geçen sene oynadığı maçlarda(Play-off dahil) yediği sayı ortalaması 54 idi.İçinde bulunduğumuz durumu hiç birşey bu kadar iyi anlatamaz sanırım.

Devamında Ordu'yu konuk ettik.İlk period 8-0 seri ile başlamamız biraz direnç getirdi takıma.Yine de basketbol adına birşey ortaya koyduk diyemiyoruz.Rakip uzunların girdiği faul problemleri ve bizim iyi hucum ribaundu almamız sonuca götürdü bizi.

Son hafta memleketim Adana'ya Ordu maçının morali ve umut ışığı ile gittik.Ama bu seferde hucumda ki organizasyon sıkıntısı ve ve rakibin ekstarıları nedeniyle boyun eğdik.Masa hakemlerine ayrı bir parantez açmak mutlaka gerekiyor ancak açmıyorum.Çünkü önce kendi takımım ve yaptığımız hataları incelemek gerekiyor.

Lig devre arasına girdi.13 Mart'a kadar birşeyleri değiştirmemiz şart.Bu gidişle daha fazla bu yolda yürüyebileceğimizi sanmıyorum.Umarım gereken durum değerlendirmesini yapıp toparlanırız ve takımı ligde tutabiliriz.

18 Ocak 2011 Salı

Sıra Bize Geliyor!


Bilindiği üzere geçen sene 2.ligde başladığımız sezona güzel bir son sonrasında 1.ligde devam ediyoruz bu sezon.
Geçen sene iyi işler yaparak geldiğimiz yeni ligimizde,geçen sene ki tempomuzu bir türlü yakalayamamız beraberinde sorunlar ve kötü bir mağlubiyet serisi getirdi takımımıza.

Osmaniye galibiyeti ile başladığımız 1.lige arka arkaya gelen İskenderun,Samsun,Karagücü,Küçükçekmece ve Antalya belediye mağlubiyetleri ile devam ediyoruz.Mağlubiyet serisi sizinde gördüğünüz gibi epey uzun sürdü.5 Maç kaybetmek bazen bişe ifade etmez ve ya bir mesaj vermez size.Biz bu mağlubiyetlerden çeşitli sonuçlar çıkarmamıza rağmen hala bişeyleri değiştirememiş olmamız bizim de başarısız olduğumuzun kanıtıdır.

İskenderunda alınan 50 sayılık yenilgiyi devamında Samsunda kötü maç ve 8 sayı ile kaybedilen maç izledi.Karagücünü ağıradık İzmirde.Aslında belkide ilk kez rakibimize belli bir süre direnerek güzel sinyaller aldığımız maçtı Karagücü maçı.Devamında kazanmamız gereken İstanbul maçınıda kopuk oynadığımız 2 period sayesinde kaybedince işler çıkılmaz bir durum aldı.1 idman ve 7 oyuncu ile gittiğimiz Antalyadan da mağlubiyet ile dönmemiz kaçınılmaz oldu.

6 hafta da kaybedilen 5 maç olmasına rağmen hala yapılacak şeylerin olmasaına inanmamız,hala dağılmamamızın en büyük nedenlerinden birisi.Sadece kullanacak kredimiz kalmadı.Ligde ki durumda bir ilginç oldu tabi bu arada.Şöyle bir bakarsak:

Karagücü 6g 0m
Antalya 5g 1m
Kırklareli 3g 3m
Ordu 3g 3m
İskenderun 3g 3m
K.çekmece 3g 3m
Samsun 3g 3m
Adana 3g 3m
Bornova 1g 5m
Osmaniye 0g 6m(Osmaniye ekibi ligden çekildi)

Seri galibiyetler için iştah açıcı bir puan durumu var önümüzde.Önümüzü açık görmemizin diğer bir sebebide 6 haftalık mücadelemizde sadece 2 maçı içeride oynamamız ve bu maçlardan birinin Osmaniye(Ligden çekilen ekip) diğerinin Karagücü(namağlup lider) olması.Şuana kadar kendi rakiplerimiz dediğimiz hiç bir takım ile İzmir'de karşılaşmamış olmamız.


Hadi sıra bize geliyor.

4 Kasım 2010 Perşembe

Sıkıntı Var


1.Ligde başlıyacağımız yeni sezon öncesi bomba gibi geliyoruz demek isterdim.Ama yaşanan sorunlardan ötürü resmen yerimizde saymaya devam ediyoruz.Sezonu diğer takımlardan 1 ay erken açmamızın tüm avantajlarını şu dönemde tek tek kaybetmekteyiz.

İdmanlarımızı yapıp maçlarımızı oynadığımız Evka-4 spor kompleksinde yapılan zemin değiştirme işlemleri,Belediyenin takım servisini elimizden alması herşeyi kaldırıp çöpe attı.

Biz ise bu dönemde yaptığımız teorik eğitimler ve ağırlık idmanları ile hayata tutunmaya çalışıyoruz.Geçen sene ligde bulunduğumuz konum ve güce yönelik bir basketbol oynamadığımız için yapmadığımız ağırlık idmanlarında da biraz zorluk çekiyoruz.Lige 1 ay kaldığını düşünürsek bu zorlukların karşılığını lig başında olumlu bir şekilde almamız zor da olmayacak.En azından kuvvet,devamlılık altyapısını şimdiden verip teknik taktik olayları sonra halledebiliriz.

Bu bocalama dönemeinde ağırlık idmanları dışında bir artımız daha oldu.Yukarıda gördüğünüz Urfa foroğrafındaki sinerji,arkadaşlık ve birlikteliği yakalamaya tekrardan başladık gibi.Ligin başında sağlam ve karakterli durup iyi giriş yapmak önemli olacaktır bizim için.

Şimdilik ufak bir bilgilendirme olsun dedim.Kafamı kaşımaya vakit bulduğumda devam ederiz..

15 Ekim 2010 Cuma

2010-2011 Sezonu 1.lig Fikstürü

2010-2011 Bornova Barış Gücü Basketbol Takımı 1.Lig Fikstürü
1.Hafta-Bornova-Osmaniye

2.Hafta-İskenderun-Bornova

3.Hafta-Samsun-Bornova

4.Hafta-Bornova-Karagücü

5.Hafta-İstanbul-Bornova

6.Hafta-Antalya-Bornova

7.Hafta-Bornova-Kırklareli

8-Hafta-Bornova-Ordu

9.Hafta-Adana-Bornova

9 Eylül 2010 Perşembe

Yarı Finale Son Biletler ABD ve Litvanya'nın


Çeyrek finalin son maçlarında ABD ve Litvanya gülen taraf oldu.İki maçta da fark olsa da güzel basketbol izletmeyi başardı takımlar.Kısa kısa maçları değerlendirmek istedim bende.

ABD-Rusya

Yenilmez gözüyle bakılan ABD'yi geçebilecek ender takımlardan dı Rusya.David Blatt'ın sürekli değişiklik gösteren savunması ve Rusların fiziksel artılarıda böyle düşünmeme yardımcı olmuştu.
Fiziksel üstünlüğe Birleşik Devletlerin cevabı atletik üstünlükle geldi.Özellikle Durant ve Westbrook bu yönden tüm takımları çok zorluyor.Değişken savunma karşısında Billups zorlansa da Durant savunmaları iyi okudu ve sonuca gitti.Maçın skoru 10 farkla bitti.Anlaşılacağı üzere yakın skorla ve çekişmeli bitti.10*12 Fark varken Mozgov bir top blokladı ve saçma sapan bir düdük çıktı.Benim için orada maç bitti ama Ruslar son topa kadar savaştı ve yine alkış topladı.Yunanistan maçında Blatt ve oyuncularının onurlu duruşu ve geri vites yapmamalarıda hala unutulmadı.
Ruslarda Monia bir türlü oyuna giremedi.Biraz daha etkin olabilseydi sonuçlar daha farklı olabilirdi.Ponkroshov gibi faci bir oyun kurucu ile buraya gelmeleride büyük bir artı onlar için.Bunun dışında günün güzelliklerinden birisi de Khvostov.İyi şutu ve çok iyi bir özgüvene sahip.Yakın zamanda daha çok isimini duyarız gibi.

Litvanya-Arjantin

Bu maçta da Türk takımını izleyen Litvanya ekibi damga vurdu.Olağan üstü bir oyun sergilediler.Sürekli içeri penetre ettiler hucumda.Brezilya maçında yorgun düşen tangocular hiç bir tepki veremedi buna.İç dış dengesinide muazzam sağladılar.Litvanya üçlüklerde 8/8 oynadığı dakikalarda Arjantin 0/9 atmıştı.Maçta zaten o anlarda yani 2.period ortalarında kopmuştu.Düşünsenize siz boş dönüyosunuz adamlar atıyor.9 Hucum böyle olmuş.Nasıl telafi edeceksin ki.Hadi savunma yapsan neyse.ABD bile bu kadar skor yapamazken Litvanya'ya böyle şansalar veriyorsan hiç bir şansın yok demektir.
Litvanya'nın bir diğer artısıda Prigioni'nin hucum organizasyonunu deşifre ettiler.Hiç bir pozisyonda rahat hucum imkanı vermediler tangoculara.Gerçekten hakkettiler ve haklarını alıp 1/4 maçlarına kaldılar.Simas'ın son smacını hatırlatırken Litvanya'yı tekrar tebrik ediyorum :)

2 Eylül 2010 Perşembe

Yaptınız Yapacağınızı


Yıllardır yenemiyorduk bu yunanları.Ankara'da oynadığımız maçda biraz basketbol dersi verdik komşuya.Ömerin Spaunulis'e yaptığı pres,diğer Ömer'in pota altını karartması Ersan'ın tarihi performansı derken tüm hedeflerini bitirdik.

Geçen sene Polonya'da yaptığı oyunları bu sefer burda yapmaya kalktılar.Ankara'da yaptıklarını en iyi anlatan olayda Blatt'ın maç sonunda ki yüz ifadesi.

Spaunulis ilk basketini devreye 1 dakika kala attı.En az 3 pozisyon boş turnike atmadılar.Bu olayın sadece hucum bölümü.Savunmada alan savunması tercih ettiler zaman zaman.Kaza ile adam kaçırmalar ribaund alamamalar filan akıl almaz işler yaptılar.

Blatt ise bu oyuna uymayarak adam gibi basketbolunu oynattı ve üzerine düşeni yaptı.Ben olsam yerinde maç sonunda hakemler dahil kimsenin elini sıkmadan soyunma odasının yolunu tutardım.Kazluaskas bu evrenin en önemli antrenörüyse bugün yaşananlar yaşanmazdı eminim.Kişilik olarak renglerinide belli ettiler.Tam kendilerine yakıştırdıkları gibi..

Birde şu var..
http://www.ntvspor.net/haber/turkiye-2010/22690/ankarada-sinirler-gerildi